Başlarken 

Şeker hastalığı veya diabetes mellitus (DM) ciddi bir hastalıktır; tedavisi sabırlı ve istekli hayvan sahibi gerektirir. Çünkü pati dostumuzun yaşamı boyunca takip edilmesi gerekir. Bu amaçla rutin ilaç tedavisi, idrar ve kan glikoz düzeylerinin kontrol edilmesi, kaliteli hasta bakımı, günlük su/gıda tüketiminin takibi ve periyodik veteriner hekim ziyaretleri aksatılmamalıdır. Beslenme her hastalığın tetikleyicisi olabileceği gibi her hastalığın tedavisinde de rol oynar. Binlerce yıl öncesinden bugüne Aristo’nun değimiyle her hastalık bağırsakta başlar. Afiyetle okumalar dilerim.

***

Şeker Hastalığı (Diabetes mellitus), insülin yokluğu veya insülinin etkisine olan dirence bağlı olarak ortaya çıkan metabolizma hastalığıdır. Nedeni ya da nedenleri ne olursa olsun şeker hastalığı vücudun şekeri düzgün bir şekilde kullanamaması durumudur. Şeker hastalığında glikoz hücrelere ulaşmaz, bunun yerine kanda birikir. Tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen yüksek kan şekeri seviyelerine (hiperglisemi adı verilir) neden olur.

Diyabetin 4 farklı tipi vardır ancak genel olarak Tip I ve Tip II olmak üzere 2 tipi üzerinde durulur.

Tip I: İnsüline bağlıdır. Hipoinsülinizm şeklinde görülür. Daha çok küçük hayvanlarda rastlanır. Özetle pankreas insülin üretmez.

Tip II: İnsüline dirençli tiptir. İnsülin üretimi vardır ancak vücut hücreler insülini tanımaz. Daha çok obez kedi ve köpeklerde şekillendiği son dönemlerde tartışılmaya başlanmıştır. 

Tip III ve Tip IV: Tip III gestasyonel diyabet (Gebelik diyabeti), köpeklerde karşılaşılan bir vakadır. Genellikle gebeliğin 2. yarısında, ağırlıklı olarak da orta yaşlı köpeklerde gözlenmektedir. Tip IV ikincil/sekonder diabetes mellitus ise başka hastalık ya da etmenlere bağlı olarak gelişen diyabet tipidir. Köpeklerde görülen sekonder diyabet olgularına en çok hiperadrenokortikosizm ve progesteron etkili büyüme hormonu bozuklukları gibi endokrin hastalıklar seyri sırasında rastlanır ve hastalığın tedavisi ile diyabet geriler.

Şeker hastalığındaki belirtiler, insanlarda meydana gelen klinik belirtilerden farklı değildir, Aşırı idrara çıkma ve aşırı su tüketimi ana belirtiler arasında yer alır. Ayrıca pati dostumuza kardiyolojik (kalp hastalığı, yüksek tansiyon vb) tedavi uygulanıyor ise, ilaçlara bağlı aşırı idrara çıkma durumu da söz konusu olabilir. Çoğu kişinin bildiği üzere şeker hastalığı teşhisi kandaki şeker seviyesinin yanında idrardaki şeker seviyesinin yüksekliği ile de konulur. Belki komik gelebilir ancak Dr. Thomas Willis 1764’de şeker hastalarında idrarın şeker içerdiğini tadarak belirlemiş ve isimlendirmiştir .

Köpeklerde en yaygın diyabet türü, insanlarda da yaygın görülen tip I diyabete benzer. Kedilerde en yaygın diyabet şekli ise tip II diyabettir. Günümüzde ise şeker hastalığının en önemli nedenleri arasında beslenme bozuklukları ve obezite yer almaktadır. Bunun yanında genetik faktörler, pankreas hastalıkları (pankreas insülinin üretildiği yer!), hormonal dengesizlikler ve ilaçlar (Glukokortikosteroid, Progesteron tedavisi) şeker hastalığı gelişiminin nedenleri arasındadır.

Obezite en güçlü faktörler arasında yer alıyor ve obezitenin şeker hastalığının güçlü faktörleri arasında bulunması, dikkatleri beslenme üzerine çekiyor. Tabi beslenme üzerine odaklanmadan önce küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var. Veteriner hekimimizin koyduğu kesin teşhis ve başlattığı tedavi oldukça önemli.


Diyabetik hayvanlarda ne gibi bir diyet uygulanmalıdır?

Tanı ve tedavinin ne kadar önemli olduğuna değinmiştik. Eğer ki şeker hastalığımız pankreas kaynaklı bir problem ise, pankreasın görevlerinden biri de sindirim enzimlerini üretmesidir, zira tek problem şeker hastalığı olmayıp, yetersiz sindirim enzimi de söz konusu olacağı için kesin tanı ve uygun tedavinin başlangıcı şeker hastalığı için kritik bir konudur. Bu durumdaki hastalara sindirilebilirliği yüksek, düşük karbonhidrat ve düşük yağ diyeti başlanması gerekir. En güncel konuyla ilgili klavuzu Amerikan Hayvan Hastanesi Derneği (AAHA) yayınladı. Kılavuzda ilk basamak diyet yaklaşımının obezite kontrolü olması gerektiği, hedef kilo kaybının haftada kedilerde %0.5-2, köpeklerde ise haftada %1-2 azalması olduğu yönünde görüş bildirdiler. Ayrıca AAHA, arginince zengin gıdaların (en önemli besin kaynağı hindi eti) tüketilmesinin tavsiyesi de önemli başlıklar arasında. Çünkü Arginin, insülin salgılanmasını uyaran bir aminoasittir. Pati dostlarımızda yüksek proteinli/düşük karbonhidratlı diyet ve uygun medikal (ilaç) tedavisinin %100 oranında şeker hastalığını kontrol altına aldığını bildirmiştir.

Bir önceki yazımızda da bahsettiğimiz üzere düşük karbonhidrat ve yüksek protein, tabiatı gereği pati dostlarımızın beslenme tipidir. Bu tarz beslenme günümüzde BARF olarak adlandırılan diyet tipi. 

Karbonhidratça Az Proteince Zengin = BARF yani Biyolojik Açıdan Uygun Çiğ Besin

Tekrar hatırlatmak gerekirse, yüksek protein düşük karbonhidrat denklemi tokluğu arttırmada da önemlidir. Bir konuya daha değinmekte fayda var, her diyabetik kedi veya köpek aşırı kilo/obez denilemez… Şeker hastalığına aşırı zayıflamada eşlik edebilir. Burada da barf diyete devam edilmesindeki temel amaç; vücut ağırlığını normalleştirmek, kas kütlesini artırmak ve metabolizmayı ve de insülin gereksinimlerini dengede tutabilmek içindir.

Unutma? Sık ve aşırı idrara çıkma tablosu! Günlük su tüketimi takibi atlanmamalı, su kaplarında suyun tazeliğine daha çok özen gösterilmeli ve değiştirme sıklığı arttırılmalıdır.


BARF-X MAMA
Uzm. Veteriner Hekim Ege ÇATALKAYA